Görme engelli kişi, himayeye muhtaç, acınacak ve çaresiz bir insan değildir. O, diğer insanlardan çok farklı, olağanüstü yetenekleri olan ve başkalarının duyamadığı sesleri duyan, mucizevi bir yaratık da değildir. Diğer insanların sahip olduğu olumlu ve olumsuz özelliklerin hepsi onda da mevcuttur. Görme engelliler arasında da başarılı olan, başarısız olan, bencil olan veya toplumun çıkarlarını düşünen insanlar bulunabilmektedir. Kısacası görme engelli de herkes gibi bir insandır.
Farklı yazı sistemi kullanarak o da aynı kitapları okur. Farklı metotlarla aynı bilgileri ve aynı eğitimi alır. Diğer insanlarla aynı okulları, aynı işyerlerini, aynı caddeleri, aynı eğlence yerlerini paylaşır. Özetle görme engelli olmak diğer insanlardan farklı bir kişiliğe sahip olmak demek değildir.
Görme Engelli Olmak Önemli Bir Sorun Mudur ?
Görme engelli bir kişinin yaşadığı en önemli sorun, gözlerinin görmemesi değil, toplumun görme engellilerle ilgili yanlış anlayış ve ön yargılarıdır; kendisine sağlanan olanakların yetersizliği ve diğer insanlarla arasındaki fırsat eşitsizliğidir.
Eğer görme engellilere de yaşamın her alanında gerekli fırsat eşitliği ve yeterli olanaklar sağlanırsa, görme sorunu olması o insanlar için basit bir fiziksel sorun düzeyine inecektir. Bugün ülkemizde görme engellilerin ulaşmak istediği başlıca hedef, herkesle eşit hak ve olanaklara sahip olmak, toplumla kaynaşmak ve günlük yaşamlarını sürdürürken bağımsız ve özgür olabilecekleri koşullara sahip olmaktır.
Görme engelli bir kişinin, karşılaştığı her başarısızlık için körlüğünü bir mazeret olarak göstermesi ne kadar yanlışsa, toplumun da her başarının sağlanması için görmenin gerekli olduğunu ileri sürmesi o kadar yanlıştır. İkisinin de pratik sonucu olumsuzdur. İnsanla toplum arasında sürekli bir etkileşim vardır. Bu nedenle görme engelli kişilerin değerlendirmeleri toplumu, toplumun değerlendirmeleri ise görme engellileri etkilemektedir.
Görme Engelliler Nasıl Okuyup Yazmaktadırlar ?
Görme engellilerin okuyup yazmak için kullandıkları, noktalardan oluşan kabartma bir yazı sistemi bulunmaktadır. Bu yazı sistemi, 1829'da Luis Braille adlı bir kişi tarafından bulunmuştur. Luis Braille 1809'da Fransa'da doğmuş ve küçük yaşta gözlerini kaybetmiştir. Resim kartonuna benzer kağıtlar üzerine kabartılmış noktalardan oluşan yazı, görme engelliler tarafından parmak uçlarıyla okunmaktadır.
Altı nokta sisteminden oluşan bu yazıya " Braille yazı" denilmektedir. Braille yazı, normal yazı gibi tükenmez ya da kurşun kalem kullanılarak yazılmaz. Çünkü kabartma noktaların belli aralıklarla düzenli bir şekilde bir araya getirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle yazı yazmak için tablet veya daktilo adı verilen özel yapılmış araçlar kullanılmaktadır. Tablete takılan kağıt, ucu sivri özel bir kalem aracılığıyla kabartılmaktadır. Görme Engelliler Kendi Başlarına Gezip Dolaşabilirler Mi ?
Düzenli bir çevrede bazı koşullar ve olanakların sağlanması halinde görme engellilerin de bir yerden bir yere kendi başlarına gidebilmeleri mümkündür. Görme engelliler kendi başlarına dolaşmak için beyaz renkli, metalden veya plastikten yapılmış bir baston kullanırlar. Bu baston katlanıp cebe ya da çantaya konulabilir. Baston kullanarak gezebilmek için özel bir eğitim gerekmektedir. Ancak bazı görme engelliler herhangi bir eğitim almadan da kendi kendilerine beyaz baston kullanımını öğrenebilmektedirler. Görme engelli çocuğu olan aileler, küçük yaştan itibaren bu çocuklarını baston kullanarak gezip dolaştırmaya alıştırmalıdırlar. Okullarda öğretmenler birinci sınıftan itibaren bu gibi çocukların baston kullanma alışkanlığı kazanmalarını sağlamaktadırlar. Aksi takdirde onlara ileri yaşlarda baston kullanımının benimsetilmesi zorlaşmaktadır.
Baston kullanmadan gezip dolaşmak görme engelli bir kişi için oldukça tehlikeli kazalara yol açmaktadır.
Bazı gelişmiş ülkelerde görme engellilerin rahatça gezebilmeleri için özel olarak yetiştirilmiş rehber köpeklerde kullanılmaktadır. Ancak bu uygulama ülkemizde henüz mevcut değildir.
Görme Engelliler Spor Yapabilirler Mi ?
Görme engelliler de gerekli eğitimi alarak sporun çeşitli dallarında çeşitli etkinlikler sürdürmektedirler. Görme engellilerin başarıyla yaptıkları spor dalları şunlardır: Futbol, golbol, yüzme, atletizm, güreş, showdoown, doğa yürüyüşleri, izcilik, binicilik, satranç vb.
Görme engelliler futbol topuna ses çıkartabilecek çeşitli ekler yaparak ya da bu amaçla özel olarak üretilmiş olan sesli topları kullanarak futbol oynayabilmektedirler.
Golbol görme engellilere özgü bir spor dalı olup, dörder kişilik iki takımın oturur vaziyette topu elle yuvarlayarak kaleye gol atma çabalarından oluşmaktadır.
Bugün itibariyle ülkemizde görme engelliler alanında 13 spor kulübü bulunmaktadır. Kurulan ilk ve en büyük spor kulübü Ankara Altı Nokta Spor Kulübüdür.
Görme Engelliler İçin Özel Eğitim Veren Kurumlar Hangileridir ?
Ülkemizde Adana, Ankara (2), Çanakkale, Denizli, Erzurum, Gaziantep, İstanbul (2), İzmir, Kayseri, Kahramanmaraş, Konya, Niğde, Tokat, Diyarbakır'da olmak üzere görme engelli çocukların okuyabileceği 16 adet Körler Okulu bulunmaktadır. Ayrıca 15 ve üzerindeki yaşlarda bulunan görme engellilere de temel ve mesleki eğitim veren rehabilitasyon merkezleri vardır. İki adet olan bu rehabilitasyon merkezlerinden biri Ankara, diğeri İstanbul'dadır. Bu merkezlerde, günlük yaşam için gerekli beceriler, okuma-yazma , baston kullanma ve bağımsız hareket, daktilo, telefon santralciliği, masörlük, bilgisayar, makrome işleri gibi eğitimler verilmekte ve görme engellilerin devlet veya özel sektörde işe girerek veya bağımsız bir iş kurarak topluma yararlı, üretici bireyler olarak yetiştirilmeleri amaçlanmaktadır.
Görme Engelliler Hangi İşlerde Çalışabilirler ve Hangi Mesleklerde Başarılı Olabilirler ?
Görme engellilerin başarılı olduğu alanlar, kendilerine sağlanan olanaklara ve teknolojik gelişmelere göre değişmektedir. Bu nedenle görme engellilerin çalıştığı ve başarılı olduğu meslekler ülkeden ülkeye farklılıklar göstermektedir.
Görme engellilerin yapabileceği işler ve meslekler arasında avukatlık , müzisyenlik, sosyal, fen ve matematik, edebiyat, din, felsefe, yabancı dil dallarında öğretmenlik; ekonomi, sosyoloji, psikoloji dallarında uzmanlık; çeşitli kurumlarda yöneticilik, yazılı veya sözlü tercümanlık, bilgisayar operatörlüğü ve programcılığı, sekreterlik ve telefon santralciliği, danışma memurluğu, radyo televizyon ve gazetecilik görevleri, montajcılık, bazı tamir işleri, paketleme ve çeşitli el işleri vb. sayılabilir.
Görme Engellilerin Kullandığı Özel Araç- Gereçler Nelerdir ?
Görme engelliler günlük yaşamlarında, eğitimleri sırasında ve işyerlerinde, özel olarak üretilmiş çeşitli araçlardan yararlanmaktadırlar. Örneğin, rakamları kabartma noktalarla gösterilen saatler, konuşan hesap makineleri, derece, tansiyon, kan şekeri ölçen aletler, paraları renkleri sesli olarak belirten cihazlar, fen, matematik, coğrafya derslerinde kullanılan özel araçlar, özel gözlükler, büyüteçler, bilgisayarlar, mutfak aletleri görme engellilerin yararlandığı bazı araçlardır. Ancak bu araçların önemli bir kısmı yurt dışından temin edilebilmektedir. Özel yapılmış aletler sayesinde görme engelli insanlar bir çok işlerini başkalarına bağımlı olmadan kendi başlarına yapabilmektedirler.
Görme engelli bir kişi özel olarak yapılmış kabartma haritalar sayesinde ülkelerin, şehirlerin, dağların, denizlerin, nehirlerin bulunduğu yerleri ve yönleri kafasında canlandırabilmekte; geometri çizim araçlarıyla her türlü şekil kavramını çizip algılayabilmekte; konuşan elektronik araçlar yoluyla saatleri bilmekte; hesap yapmak, çeşitli şeyleri ölçmek tartmak olanağına kavuşmaktadır. Ekran okuyucu programlar sayesinde bilgisayar kullanabilen görme engelliler, internette rahatça dolaşarak her türlü bilgiye ulaşabilmektedirler.
Görme Engellilere Karşı Nasıl Davranmalıyız ?
Görme engelli birine yardımcı olmak istiyorsanız aşağıdaki bilgilere gereksinimiz olacaktır.
Siz onun koluna değil, o sizin kolunuza girmelidir. Çünkü kaldırım kenarı veya merdiveni anlaması için yarım adım gerinizden gelmesi gerekmektedir.
Merdiven inerken trabzandan yararlanması için yol gösterici olabilirsiniz.
Kaldırım iniş ve çıkışlarında sürekli sözlü uyarılara gerek yoktur. O sizi yarım adım geriden izlediği için biraz yavaşlamanız yeterlidir.
Ona ismiyle hitap ediniz. Aksi halde kiminle konuştuğunuzu anlayamayabilir. Konuşurken görmek veya kör gibi kelimeleri kullanmaktan çekinmeyin ve yanından ayrılacağınız zaman sözlü olarak bildiriniz.
Eğer size yol veya yön sorarsa, sözcüklerle kesin ve anlaşılır biçimde izah ediniz. El ile işaret etmenin veya göze hitap eden işaretler kullanmanın yararı yoktur. Görme engelli birini uzaktan bağırarak yönlendirmeniz hem rahatsız edici hem de tehlike yaratıcı olabilir. Olanağınız varsa yardım etmek için yanına gidiniz. Duraklarda hangi otobüsün geldiğini öğrenmek isteyip istemediğini sorabilirsiniz. Sizin otobüsünüz daha önce gelirse ayrılacağınızı mutlaka belirtiniz. Yardıma ihtiyacı olmayan bir görme engelliye yardım etmeye kalkışmanız sadece size vakit kaybettirir.
Kapıları yarı açık bırakmayınız. Onunla daha önce tanımadığı bir odaya girerseniz, onu odanın ortasında yalnız bırakmayınız. Bir sandalye veya koltuğa kadar götürünüz.
Yemekte et varsa, kesmekte yardım isteyip istemediğini sorabilirsiniz. Yemeklerin yerini ayrıntılı olarak tarif ediniz.
Yatılı konuk olarak evinize geldiğinde ona tuvaletin, gardrobun, pencerenin, prizin ve elektrik düğmesinin yerini gösteriniz. Ayrıca, lambaların açık olup olmadığını, elektrik düğmelerinin hangi yönde açık ya da kapalı olduğunu bilmek isteyebilir.
Eğer arzu ederseniz sizinle körlüğü hakkında konuşabilir, ama bu eski bir hikayedir. Oysa sizin olduğu gibi görmeyenin de ilgi duyduğu başka pek çok konu vardır.
Görme Engelli Çocuğu Olan Ailelere Öğütler
Sevgili anne ve babalar, görme engelli çocuğunuza yardımcı olabilmeniz için aşağıdaki öğütlerimize kulak veriniz.
Görme engelli çocuk da bütün çocuklar gibi belirli gelişme aşamalarından geçerek büyür. Belirli gelişme aşamasındaki tüm davranış özelliklerine, görme engelli çocuklarda da rastlanır. Bu nedenle çocuğunuzda gözlemlendiğiniz davranışlar karşısında telaşa kapılmadan önce bu davranışın onun gelişme aşamasına uygun olup olmadığını anlamak için çocuk psikolojisi ve gelişimi ile ilgili kaynakları okuyunuz ve karşılaşılan güçlüklerde çocuğunuzun görmemesine sığınmayınız.
Görmeyen çocuğunuzdan henüz ulaşmadıkları aşamanın özelliklerini beklemeyiniz. Bir davranış veya becerinin ortaya çıkabilmesi için önce çocuğunuzun bünyesi yeterince gelişmiş olmalı (hazır olmalı), kasları, sinir sistemi, beyin gelişimi uygun olmalıdır. Ancak o zaman sizin sunacağınız olanaklar etkili ve yararlı olur.
Çocuğunuz sizin istediğiniz hızda değil, doğuştan getirdiği büyüme hızında gelişecektir. Her çocuğun büyüme hızı birbirinden farklıdır. Biri beceriyi 2 ay önce, diğeri 3 ay sonra yerine getirebilir. Sizin çocuğunuz geri kaldı zannedip telaşlanmayın ama gereken olanakları sunmaya devam edin.
Çocuğunuz bütün gelişim alanlarında aynı hızda ilerleme göstermez, telaşlanmayın. Örneğin; yürümeye çabalayan her çocukta konuşmadaki ilerlemeler yavaşlar, yürüdükten sonra kelime sayısında ve cümle kurmada ilerleme olur.
Çocuğunuzun doğuştan bazı özellikleri kalıtımsal olarak getirdiğini, aileden birine çektiğini unutmayınız, hemen görmemeye bağlayıp üzülmeyiniz.
Görme engelli çocukta görme duyusunun yerini ağırlıklı olarak dokunma duyusu almaktadır. Dış dünyayı görerek tanıma yerine, elleri ile yoklayarak tanımakta; dokunma duyusu yoluyla elde ettiği izlenimlerle çeşitli kavramlar geliştirmektedir.
Görmeyen çocuklar, cisimleri ağızlarına görenlerden daha sıklıkla götürmektedirler. Çünkü ağızları ile de tanımaktadırlar. Bu nedenle çocuğunuzun bu davranışını, mikrop bulaşır diye mümkün olduğu kadar engellemeyiniz.
Elleri göğüs hizasında birleştirmek çok önemlidir. İlerde iki el kullanarak yapılacak pek çok becerinin kazandırılması için iki el tutma, sallanan bir oyuncağı iki el ile yakalama gibi faaliyetlere teşvik ediniz.
Gören bebeğin kendiliğinden yaptığı tek el ile ayak yakalama, iki el ile tek ayağı yakalama, çapraz el ve ayak yakalama gibi el ile ayak yakalama oyunlarını görmeyen bebeğinize siz yaptırmalısınız. Bu gibi hareketler, vücudunun kısımlarını tanımasına yardımcı olacağı gibi, zihninde mesafe kavramının gelişmesi için de temel oluşturacaktır.
Bebeğinize sadece penye fanila veya zıbın giydirmeyiniz, çeşitlendiriniz. Tenine, yünlü, pazen, patiska vb. ne kadar çok kumaş değerse , zihinde o kadar çok kavram oluşacaktır.
Görmeyen bebekler kendiliklerinden emeklemezler. Gören bebekler, hoşlarına giden bir nesneye ulaşmak için çaba gösterirler. Bu yüzden emeklemeyi kendiliklerinden öğrenirler. Görmeyen bebeği ise sesli oyuncaklara ulaşması için çabalamaya ve emeklemeye teşvik etmelisiniz.
Görmeyen çocukların başlarını öne eğdikleri sıklıkla görülmektedir. Bunu önlemek için, bebeğinizi sadece sırt üstü yatırmaya alıştırmayınız. İhtiyaçları karşılandığı ve keyifli olduğu zamanlarda bebeğinizi alçağa yüzü koyun yatırınız ve siz yüksekte oturunuz. Ona yüksekten konuşunuz, oyunlar yapınız, böylece boynunu yukarı kaldırma ve tutma egzersizleri yaparak boyun kaslarını geliştirmesini ve başını dik tutmasını sağlamış olursunuz. Bunu yapabilmesi için kolları üzerinde hareket etmesine yardımcı olunuz.
Bebeğinize yastıklar yapınız ve içini nohut, fasulye, pirinç, mercimek gibi farklı cisimlerle doldurunuz. Bebeğinizin bu farklı yastıklar üzerinde yüzükoyun ve sırtüstü yatarak değişik dokunma uyaranları ile sert, yumuşak, iri-minik kavramlarını hissederek öğrenmesini sağlayınız.
Yürümesi için yine sizin teşvik etmeniz gerekmektedir.
Yürüdükten sonra değişik hareketleri siz öğretmelisiniz. Koşmak, zıplamak, dizini bük, eğil, çömel, kolunu kaldır, kolunu uzat vb.. Bunları öğretirken; siz o hareketi kendi elleriniz ile onun kol ve bacakları üzerinde yaptırmalısınız. Aynı zamanda da hareketleri isimlendirmeli ve tarif etmelisiniz. Bunları görmediği için kendi başına öğrenemez.
Ayak tabanları da avuç içi ile eş değerde beyne bilgi göndermektedir. Hava ve ısı şartlarına uygun olarak, çocuğunuzun çıplak ayak ile her yerde dolaşmasına izin veriniz ki, zemin ve yüzey farklılıklarını öğrensin. Evde; taş, parke, marley, fayans, mermer, halı, kilim, ... Dışarıda; çimen, toprak, kum, çakıl asfalt vb. Aynı zamanda cisimlerin özelliklerini öğrensin. İnce-kalın, soğuk-sıcak, sert-yumuşak, kısa-uzun, büyük-küçük gibi. Cisimlerin yapıldığı maddeleri de öğrensin: Plastik, tahta, kumaş, cam, metal vb. Bunları sürekli isimlendirerek anlatmalısınız. Dokunarak hissetmeden, sadece anlatılanları dinlemek fazla işe yaramaz.
Bütün çocuklar oyun ile öğrenir. Çocuklarla ders çalışırsanız, hiç istekli olmazlar. Günlük yaşam içinde pek çok işi, faaliyeti oyuna dönüştürebilirsiniz.
Evde batıcı, yaralayıcı, canını yakıcı nesneleri toplayınız, görmeyen çocuğunuz da dolaşmaktan, hareket etmekten korkmasın. Özgürce dolaşsın ki, dış dünya ile baş etmeyi öğrensin.
Yeni yürümeye başladığında itilen, çekilen, ses çıkaran, hareket eden oyuncaklar alınız. Oyuncakları da malzeme olarak çeşitlilik göstersin: Tahta, kağıt, karton, bez, plastik, metal gibi. El ile sıkılan oyuncaklar da el kaslarının gelişmesine yardımcı olur.
Çocukluk dönemi, özellikle 0-6 yaş tüm çocuklar için somut biçimde yaşanılarak öğrenilen bir dönemdir. Görmeyen bebek ve çocuğunuzu da somut biçimde yaşatarak zihninde kavramlar oluşmasına katkıda bulununuz.
Seçtiğiniz oyuncaklarla pek çok kavramı çocuğunuza dokunma duyusu aracılığıyla öğretebilirsiniz. Düz, pütürlü, sivri, yamuk, eğri, yuvarlak, köşeli gibi.
Görmeyen çocukların sesli uyaranlara ve müziğe karşı daha ilgili oldukları gözlemlenmektedir. Zihninde kavramların sınırlı kalmaması ve hareketsizleşmemesi için çocuğunuzun sadece sesli uyaranları ve müziği dinleyerek zaman geçirmesine izin vermeyiniz.
1-1,5 yaş civarlarında kol, bacak, baş, karın gibi organları vücudunda ve kendi vücudunuzda gösteriniz. Daha sonra başının bölümlerini; ağız, burun, kulak, saç, kaş, diş ve el ve ayak parmaklarını tanıtınız. Hemen hemen aynı sıralarda hayvan seslerini öğretebilirsiniz. En iyi öğrenmeyi sağlamak için gerçeğini dinletmeli, hatta mümkün olanları yoklatmalısınız.
Gören çocuklar dış dünyadaki nesneleri bir bakışta algılarlar. Görmeyen çocuklar ise bir nesneyi ellerine aldıkları zaman bir parçasını, sonra diğerini, sonra sıra ile kalan kısımlarını yoklarlar. Bu nedenle, parçadan bütüne doğru ilerlerler. Böylece, görmeyenlerin zihninde kavramlar parçadan bütüne doğru gelişir. Görmeyen çocuklara da bir şey öğretirken mutlaka alt basamaklara bölmeli ve aşama aşama öğretmelisiniz.
Mekan algısı ve zihinsel harita geliştirebilmesi için önce odasını, kapıdan başlayarak duvarları yoklatarak ve sıra ile eşyaları tanıtarak öğretmelisiniz. Evde eşyaların yerini sıkça değiştirmeyiniz ki evin düzenini, odaların yerini, zihninde harita oluşturarak öğrenebilsin.
Çocuğunuzu parklara götürünüz, koşturunuz, kaydırınız. Kendi başına hareket edebilmesi için bağımsız hareket yöntemlerini öğretiniz.
Yemek yeme becerilerini kazanabilmesi için kaşıkla yediriniz. Pütürlü yemeye alışabilmesi için yemekleri püre şekline dönüştürmekten sakınınız.
Körlük tiklerinin gelişmesini önlemek için, hareketsiz kalmasını, canının sıkılmasını önleyiniz.
Mümkün olduğu kadar onu her yaşta ve tüm vücudunu içeren hareketlere ve faaliyetlere yönlendiriniz.
Türkiye'de Engellilerin Hangi Hak ve Olanaklardan Yararlandıklarını Biliyor Musunuz?
Sağlık Raporu Zorunluluğu
Engellilere tanınan çeşitli haklardan yararlanabilmek için engelli bireyin sakatlığının türünü ve derecesini gösterir Sağlık Kurulu Raporu alması zorunludur. Bu rapor, duruma göre Türkiye İş Kurumu, Defterdarlık, SHÇEK İL Müdürlüğü gibi kuruluşların sevkiyle alınabileceği gibi hastane başhekimliklerine kişinin bizzat başvurması yoluyla da alınabilir.
Sosyal güvencesi bulunmayan yoksul kişilerden rapor ücreti alınmaması hastane başhekimliklerinin yetkisindedir.
İlköğretim Engelliler İçin De Zorunludur !
Anayasamıza göre herkes için zorunlu ve parasız olan ilköğretim hakkı, engelliler için de geçerlidir. İlköğretim hakkından yararlanmak isteyen engellilerin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine veya Milli Eğitim Müdürlüklerine başvurmaları gerekmektedir.
Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Alması İçin Ne Yapmalıdır ?
Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini yüzde 40 ve üstünde bir oranda kaybedenlerin "özürlülük bilgisi", istendiğinde nüfus cüzdanlarında yer alır.
Özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanında yer alması için;
Özürlü bireyler, ikamet ettikleri ilin İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne,
•Sağlık kurulu raporu aslı veya onaylı örneği,
•Nüfus cüzdanı aslı ve fotokopisi
ile müracaat eder.
Özürlü Bilgi Formundaki bilgiler, il müdürlüğündeki meslek elemanları tarafından, özürlünün beyanına ve ibraz ettiği belgelere göre kimlik uygulama yazılımı kullanılarak veri tabanına aktarılır. Bu bilgiler belge ortamında ilgili meslek elemanınca onaylanır. Bu özürlü bilgileri Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından, ulusal özürlüler veri tabanına aktarılmak üzere her ayın ilk haftası Özürlüler İdaresi Başkanlığına elektronik ve belge ortamında gönderilir.
Özürlülere ait kimlik bilgileri ve özür oranı bilgisi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından elektronik ve belge ortamında Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilir. Gönderilen bilgiler MERNİS veritabanında tutulur.
Nüfus cüzdanında özürlülüğüne ilişkin bilgi yer alan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ilgili mevzuatta münhasıran özürlülere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanır.
Nüfus cüzdanlarında özürlülükle ilgili bilgiler yer almayan ve almasını istemeyen özürlüler, ilgili mevzuatla tanınan haklardan "Özürlüler İçin Sağlık Kurulu Raporu"nu ibraz ederek faydalanabilirler.
Özürlü olduğunu istenen belgelerle beyan eden ve il müdürlüklerine başvuran Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfus cüzdanlarının arka yüzünde, "% . oranında özürlüdür" ifadesi yer alır. Özür oranı, rakamsal olarak % işaretinin sağına yazılır.
Özürlülük bilgilerinin nüfus cüzdanına yazılması özürlünün isteğine bağlıdır.
Özürlülük bilgisinin yer aldığı nüfus cüzdanı herhangi bir nüfus müdürlüğünden talep edilebilir.
Özür oranı ile ilgili bilgilerde değişiklik olması durumunda özürlü buna ilişkin sağlık kurulu raporu ile il müdürlüğüne müracaat eder.
Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından mevcut özürlüler için verilmiş olan kimlik kartları geçerlidir. Özürlüler için kimlik kartının içerdiği bilgilerin değişmesi, kaybedilmesi, çalınması durumunda yeniden "özürlüler için kimlik kartı" düzenlenmez.
Nüfus Cüzdanlarında Özürlülük Bilgisi Yer Alan Özürlülerin Kazanımları Nelerdir ?
Özürlülerin hangi hak ve indirimlerden faydalanacakları, ilgili kurum, kuruluş veya yerel yönetimler tarafından belirlenir. Bu konuda zorunlu genel bir hak ve indirim söz konusu değildir. Bunun yanında bazı Kamu kurumlarının özürlülere sağladığı kolaylıklar aşağıda belirtilmiştir. Bu indirimler ve/veya oranları zaman zaman ilgili kurumlar tarafından değiştirilebilir.
•Özürlülük bilgisi Ulusal Özürlüler Veri Tabanında tutulacağı için çeşitli kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin özürlülere yönelik hizmetlerinden (mesleki rehabilitasyon, yardım vs.) faydalanabileceklerdir.
•Devlet Demir Yolları ana hat yolu trenleri ile seyahatlerde %20 indirim,
•THY ile seyahat halinde belirlenen esas doğrultusunda yaklaşık %30 indirim,
•Turkcell ve Telsim cep telefonlarında indirimli ücretle görüşme,
•Milli Parklar, Devlet Tiyatroları, müzeler ve spor müsabakalarından (refakatçisi ile birlikte) ücretsiz yararlanma.
•Bazı Belediyeler, özürlüleri iç hat otobüs, vapur vb. ulaşım hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli faydalandırmaktadır.
Engelliler İçin Meslek Edindirme Kursları Var Mı?
• Türkiye İş Kurumu,
• Halk Eğitim Merkezleri,
• Çıraklık Eğitim Merkezleri,
• Özel Dershaneler,
• Belediyeler,
• Özürlülerle ilgili bazı dernekler ve vakıflar tarafından engelliler için meslek edindirme kursları düzenlenmektedir.
Bu kurslara katılabilmek için söz konusu kurum ve kuruluşların ikamet edilen ildeki şubeleriyle ilişkiye geçilmesi ve istenilen belgeler tamamlanarak başvurulması gerekmektedir. Bu kurslar genellikle ücretsiz olup, bazı kuruluşlar ulaşım olanağı da sağlamaktadır.
Engelli bireyin bu kurslara devam etmesi, diploma veya sertifika alması, durumuna ve yeteneğine uygun bir işe girmesini kolaylaştıracaktır.
Engellilerin Devlet Memuru Olarak Çalışması Mümkün Mü ?
Evet, engelliler de 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 53. maddesine göre çıkarılan "Sakatların Devlet Memurluğuna Alınma Şartları ile Hangi İşlerde Çalıştırılacakları Hakkında Yönetmelik" hükümleri çerçevesinde Devlet Memuru olarak çalışabilmektedirler.
Bir kamu kuruluşunun çalıştırdığı memurların %3'ü oranında engelli memur çalıştırma zorunluluğu vardır.
Engelli kişinin belirli aralıklarla yapılan sınavlara katılması bu sınavlarda başarılı olması gerekmektedir. Hangi kurumların sınav açacağı, alınacak engellilerin sayısı, aranan nitelikler, başvuru için gereken belgeler, başvuruların nereye, hangi tarihe kadar yapılacağı; Resmi Gazete (http//rega.basbakanlik.gov.tr), TRT'nin televizyon ve radyo kanalları ile tirajı yüksek gazetelerde yayınlanan ilanlarla duyurulmaktadır. Ayrıca bu sınavlar hakkındaki bilgiler Özürlüler İdaresi Başkanlığının 0312 419 79 24 telefon numarasından veya www.memurlar.net , www. iskur.gov.tr ve www.kamupersoneli.com adreslerindeki web sitelerinden de takip edilebilir.
Engellilerin İşçi Olarak Çalışması Mümkün Mü ?
Evet, engellilerin kamu sektöründe veya özel sektörde iş kanunu çerçevesinde işçi olarak çalışmaları mümkündür. 4857 Sayılı İş Kanunun 30.maddesine göre 50 ve 50'nin üzerinde işçi çalıştıran kamu ve özel işyerlerinin %3 oranında sakat işçi çalıştırmaları zorunludur. Bu zorunluluğa uymayan işverene çalıştırmadığı her engelli işçi için her ay 2005 yılı sonu itibariyle 1.270 YTL ceza ödettirilmektedir.
İşçi olarak işe girebilmek için engelli bireyin öncelikle ikamet ettiği ildeki İş-Kur şubesine şahsen başvurması gerekmektedir. İş-Kur şubesi engelli bireyi Sağlık Kurulu Raporu almak üzere hastaneye sevk edecektir. Rapor alındıktan ve istenen evraklar tamamlandıktan sonra İş-Kur şubesinin sakatlar birimine kaydedilecek ve sıraya konulacaktır. Sırası geldiğinde de işe yerleştirilmek üzere Kurum tarafından çağrılacaktır.
Engelliler Hangi Vergi İndirimlerden Yararlanmaktadırlar?
Gelir Vergisi
Hizmet erbabı, serbest meslek erbabı ve basit usulde vergilendirilen özürlüler ve bakmakla yükümlü olduğu özürlü yakını olanlar 193 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde gelir vergisi indiriminden faydalanabilmektedirler. İndirim tutarı, indirimden yararlanan veya bakmakla yükümlü olduğu özürlünün özür derecesine göre birinci, ikinci ve üçüncü derece özürlü olmak üzere ayrı ayrı hesaplanmaktadır.
Kanuna göre,
Çalışma gücünün asgari % 80`ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgari % 60`ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgari % 40`ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılmaktadır.
Özürlü hizmet erbabından birinci derece özürlülerin aylık maaşları veya ücretlerinin 440.000.000 TL, ikinci derece özürlülerin aylık maaşları veya ücretlerinin 220.000.000 TL, üçüncü derece özürlülerin aylık maaşlarının veya ücretlerinin 110.000.000 TL'lik dilimi gelir vergisinden muaftır.
Bakanlar Kurulu her yıl bu miktarları yeniden belirlemeye yetkilidir.
Serbest meslek erbabı ve basit usulde vergilendirilen özürlülerin vergi indirimleri, özür derecesine göre hizmet erbabı özürlülere tanınan aylık indirimin 12 ile çarpılarak vergi matrahından düşürülmesi yoluyla hesaplanmaktadır.
Vergi İndirimi İçin Ne Yapmalısınız ?
Sakatlık indiriminden yararlanmak isteyen;
Özürlü Hizmet Erbabı İçin:
• Dilekçe
• Çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge,
• Nüfus cüzdanı örneği,
• Üç adet fotoğraf.
Hizmet Erbabının Bakmakla Yükümlü Olduğu Özürlü Kişiler İçin:
• Bir dilekçe,
• Ücretlinin çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge,
• Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğrafı,
• Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu göstermek üzere, ücretlinin çalıştığı işyerinden veya durumuna göre kayıtlı olduğu sosyal güvenlik kuruluşundan alınan ve özürlü kişiye ait sağlık karnesinin kimlik bilgilerini içeren sayfalarının birer örneği,.
Özürlü Serbest Meslek Erbabı İçin:
• Bir dilekçe,
• Vergi kimlik numarasını gösteren belge,
• Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.
Serbest Meslek Erbabının Bakmakla Yükümlü Olduğu Özürlü Kişiler İçin:
• Bir dilekçe,
• Serbest meslek erbabının vergi kimlik numarasını gösteren belge,
• Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğrafı,
• Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu göstermek üzere, serbest meslek erbabının kayıtlı olduğu sosyal güvenlik kuruluşundan alınan ve özürlü kişiye ait sağlık karnesinin kimlik bilgilerini içeren sayfalarının birer örneği.
Sakatlık İndiriminden Yararlanma Hakkına Sahip Basit Usulde Vergilendirilen Özürlüler İçin:
Bir dilekçe ve vergi kimlik numarasını gösteren belge, nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf ile birlikte,
• İllerde, defterdarlık gelir müdürlüğüne,
• Bağımsız vergi dairesi bulunan ilçelerde vergi dairesi müdürlüğüne,
• Diğer ilçelerde mal müdürlüklerine başvurabilirler.
Özel Tüketim Vergisi
H sınıfı sürücü ehliyeti bulunan Devlet Hastanesi'nden, özel tertibatlı otomobil kullanabileceğine dair heyet raporu alan özürlülerden %27 ÖTV alınmaz.
Motorlu Taşıtlar Vergisi İstisnası
Sakatlık dereceleri %90 ve daha fazla olan malul ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malul ve engellilerin , bu durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlar motorlu taşıtlar vergisinden istisnadır. Sakatlık dereceleri %90 ve daha fazla olan malul ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtları bizzat kullanma zorunluluğu yoktur.
Bu muafiyetten yararlanmak isteyen engellilerin tam teşekküllü Devlet hastanesinden alacakları sağlık kurulu raporu ile ilgili vergi dairesine başvurmaları gerekmektedir.
Katma Değer Vergisi
Engellilerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları katma değer vergisinden muaf kılınmıştır. Böylece engellilerin eğitimlerinde, mesleklerinde ve günlük yaşamlarında kullandıkları ve kendileri için özel olarak üretilmiş olan kabartma ve sesli kitap, beyaz baston, saat, tekerlekli sandalye, koltuk değneği, ortez ve protez, işitme cihazı gibi araç gereçler engelli açısından bir miktar da ucuzlatılmış olmaktadır.
Gümrük Vergisi
Engellilerin kendi özel kullanımları için yurt dışından ithal ettiği alet ve makinelerden gümrük vergisi alınmaz.
Gümrük kanununa göre, sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunan ve bunlar tarafından ithal edilen motorlu ve motorsuz koltuklar, bisiklet, motosiklet ve binek otomobilleri gümrük vergisinden muaftır.
Emlak Vergisi
Özürlülerin 200 m 2' ye kadar sahip oldukları konutlarından alınmakta olan emlak vergisinin sıfıra kadar düşürülmesi için Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.
Engelliler Kaç Yılda Emekli Olabilir ?
Emekli Sandığı
Emekli Sandığı'na bağlı olan ve bedensel ve zihinsel yeteneklerindeki eksiklik nedeniyle %40'ın üstünde sakatlık raporu bulunan engelliler, 15 yıl fiili hizmetlerini tamamladıkları takdirde emeklilik hakkından yararlanabilirler.
SSK
Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce bu Kanunun 53'ncü maddesine göre malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malullük aylığından yararlanamayan sigortalılar, yaşları ne olursa olsun en az 15 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları pirimi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.
Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılardan;ilgili mevzuat uyarınca , 1. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az on beş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak,
II. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az onsekiz yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak,
III. derece sakatlığı olanlar yaşları ne olursa olsun en az yirmi yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4400 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar. Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanması dolayısıyla yaşlılık aylığına hak kazanarak yaşlılık aylığı alanlar Kurumca kontrol muayenesine tabi tutulabilir.
Emeklilik için,
• 3 Resim
• Vukuatlı nüfus örneği,
• Sağlık Raporu ile başvurmaları gerekir.
Bağkur
Bağ-Kur, engellilere yönelik özel bir erken emeklilik uygulaması yapmamaktadır.
Malulen Emeklilik
Malulen emeklilik durumu ile ilgili olarak 3 Sosyal Güvenlik Kuruluşu'nun da erken emeklilik uygulaması vardır.
Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına Bağlı Olmayan Engelliler Hangi Haklardan Yararlanabilirler?
Yeşil Kart
Hiçbir sosyal güvenlik kurumunun güvencesi altında olmayan ve sağlık giderlerini karşılayacak durumda bulunmayan Türk vatandaşlarının bu giderleri 3816 Sayılı Kanun kapsamında Devlet tarafından karşılanmaktadır. Yeşil kart, gerekli araştırma ve incelemeler yapıldıktan sonra, il ve ilçe idare kurullarının kararı üzerine valilik ve kaymakamlıkça hak sahiplerine verilir.
Bu kartı çıkartmak için;
- Muhtardan "Form 5" alınır.
• İkamet edilen ilçenin kaymakamlığından başvuru formu alınarak işlemlere devam edilir.
Sakatlık Maaşı
Herhangi bir sosyal güvencesi ve geliri olmayan engelliler 2022 sayılı kanun çerçevesinde üç aylık dönemler halinde sakatlık derecelerine göre faklı miktarlarda sakatlık maaşı alabilirler.
7 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Özürlüler Yasası ile 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda önemli sayılabilecek değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Buna göre, bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan ağır derecedeki özürlüler, 65 yaşını doldurmuş vatandaşlarımızın almakta olduğu aylığın % 300'nü; işe yerleştirilememiş olan, bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan özürlüler ile 18 yaşın altındaki özürlülerin bu özürlüye bakmakla yükümlü olan yakınları ise % 200'ünü alacaklardır. Bu durum karşısında somut uygulama şöyle olacaktır:
• Emekli Sandığı Mevzuatına göre sakatlar sakatlık oranı %70 ve üzeri, sakatlık oranı %40 ve %70 arasında olmak üzere iki kategoriye ayrılmaktadır. Birinci grup ağır sakatlıkları , ikinci grup ise hafif derecedeki sakatlıkları oluşturmaktadır. Bu durumda uygulamada özürlünün tam teşekküllü hastaneden almış olduğu sakatlık raporuna bakılacak; sakatlık oranı %70'in üzerinde olanlar ağır derecede sakat sayılarak alınmakta olan aylığın %300'üne hak kazanacaklardır. Geriye kalan tüm sakatlara bu oran %200 olarak ödenecektir.
• Muhtaç aylığı almakta iken evlenen bayanlar, eşleri de bu kanunun öngördüğü koşulları taşıyorlarsa aylıklarını almaya devam edeceklerdir.
• 18 yaşından küçük özürlülerin bakmakla yükümlü yakınları da, 2022 Sayılı Yasadaki koşulları taşımak kaydıyla muhtaçlık maaşından yararlanabileceklerdir.
akatlık maaşından yararlanabilmek için aşağıda sayılı belgeler ile ikamet edilen ilçenin kaymakamlığına başvurulması gerekmektedir.
• Başvuru formu (Kaymakamlığa bağlı mal müdürlüklerinden alınacak)
• Malullük ve sakatlık aylığı bağlanacaklar için özürlü raporu vermeye yetkili hastaneden alınacak Sağlık Kurulu Raporu
• 3 Adet belgelik fotoğraf
Müracaatın uygun olarak kabul edilmesinden sonra 3 aylık dönemler halinde peşin olarak Mahalli Maliye Teşkilatlarından alınır.
2022 sayılı yasaya göre maaş alanlar devlet hastanelerinden ücretsiz olarak yararlanabilirler.
Vakıflar Genel Müdürlüğü Muhtaçlık Maaşı
Herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olmayan ve 2022 sayılı kanuna göre sakatlık maaşı almayan engelliler aşağıdaki belgeleri tamamlamak suretiyle Vakıflar Genel Müdürlüğüne başvurarak aylık bağlanmasını sağlayabilirler.
Gerekli Evraklar:
• Dilekçe
• Mal bildirim beyanı
• Vukuatlı nüfus kayıt örneği
• Sağlık kurulu raporu
• 2 adet vesikalık fotoğraf
• Fakirlik kağıdı
• Sosyal Sigortalar Kurumu- Bağ-Kur, Emekli Sandığı ve 2022 sayılı kanuna göre maaş almadığını gösteren belge.
Sosyal Sigorta hakkına sahip olan anne ve babanın vefatından sonra 18 yaşını doldurmuş olan engelliler, 2022 sayılı kanuna göre sakatlık maaşı alıyor olsalar veya herhangi bir işe girerek maaş alıyor olsalar bile emeklilik maaşından yararlanabilirler. Ancak, girdikleri işten dolayı emekli olmaları halinde anne ve babalarından aldıkları yetim maaşı kesilir. Bu uygulama Emekli Sandığı emeklisi iken vefat eden anne babaların engelli çocukları için geçerli değildir.
Engelliler İhtiyaç Duydukları Araç-Gereç Ve Cihazları Ücretsiz Olarak Temin Edebilirler Mi?
Sakatlıkları nedeniyle özel araç -gereç ve cihazlara ihtiyacı olan engelliler, bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı iseler ihtiyaç duydukları araç-gereç ve cihazları bağlı bulundukları sosyal güvenlik kuruluşundan ücretsiz olarak sağlayabilirler.
Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı bulunmayan engellilerin ihtiyaç duydukları özel, araç-gereç ve cihazları ücretsiz olarak sağlayabilmeleri için aşağıdaki belgeleri tamamlayarak ikamet ettikleri Kaymakamlığın Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına başvurmaları gerekmektedir.
Başvuru için gerekenler;
- Yeşil kart,
- Fakirlik kağıdı,
- İkametgah kağıdı,
Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Desteği Veren Kurum Ve Kuruluşlardan Nasıl Yararlanabilirsiniz?
Ülkemizde devlet kuruluşu olarak hizmet veren özel eğitim okulları ve rehabilitasyon merkezlerinin yanı sıra özel kişiler ya da kuruluşlar tarafından işletilen ve özel eğitim ve rehabilitasyon desteği veren kuruluşlar da bulunmaktadır. Çeşitli kentlerimizde sayıları 600'ü bulan bu Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde destek eğitimi gören engellilerin aldıkları eğitimin bedeli, engellinin velisinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kuruluşu Emekli Sandığı veya SSK ise bu sosyal güvenlik kuruluşlarınca ödenmektedir. 1-7-2006 tarihinden itibaren bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olup olmaması dikkate alınmaksızın tüm vatandaşların engelli çocukları için verilecek destek hizmetinin bedeli Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ödenecektir.
Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerindeki destek eğitimi olanağından yararlanmak isteyenlerin daha fazla bilgi için Emekli Sandığı veya SSK'ya ya da bir Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezine başvurmaları gerekmektedir.
Ağır Derecedeki Engelliler Bakım Hizmeti Alabilir Mi ?
Sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmayan, bakıma muhtaç engellilerden ailesini kaybetmiş olanlar ile ailesi ekonomik veya sosyal yoksunluk içerisinde bulunanlara bakım hizmeti resmi veya özel bakım kurumlarında ya da ikametlerinde verilmektedir.
Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak her ay için kişi başına belirlenecek tutar, iki aylık net asgari ücretten fazla olamayacak; Kurumca bakılamayanların bakım ücreti, bu amaçla Kurum bütçesine konulacak ödenekten karşılanacaktır
Yeni Özürlüler Yasası Engelliler İçin Başka Ne Gibi Haklar Getirmektedir ?
• Kat mülkiyeti yasasında değişiklik yapılarak engellilerin kullanmakta olduğu konutlarda onların durumlarına uygun proje tadilatı kolaylaştırılmıştır
• 657 sayılı yasada değişiklik yapılarak engellilerin meslekleri ile ilgili görevlere atanmaları yasa hükmü haline getirilmiş olmakta; engelli çocuklarının ya da yakınlarının eğitim ve rehabilitasyon olanaklarını sağlama amacına yönelik olarak tayin kolaylıkları getirilmektedir.
• Karayolları Trafik Kanununda yapılan değişiklikle engellilere ayrılmış park yerlerine park etme yasağı ile ilgili cezalar iki misline çıkarılmak suretiyle motorlu taşıt sahibi engellilerin günlük yaşamlarında rahatlama sağlayacak bir önlem getirilmektedir.
• Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanununda yapılan değişiklikle spor tesislerinde engellilerin durumuna uygun tadilatın yapılması, eğitim programlarının belirlenmesi sağlanarak engellilerin spor etkinliklerinin önündeki engellerin kaldırılması öngörülmektedir.
• Kalıtsal Hastalıklarla Mücadele Kanununda yapılan değişiklikle, kalıtsal hastalıklar ve engelliliğe yol açan hastalıklar koruyucu sağlık hizmetleri kapsamına alınmış ve bu doğrultuda yapılacak harcamalar devlet tarafından üstlenilmiştir.
• Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanununda yapılan değişiklikle engelliler de ayrımcılığa ve istismara karşı korunma kapsamına alınmışlardır.
• Büyükşehir Belediyesi Kanununa ek madde yapılarak; Büyükşehir belediyelerinde engellilerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri vermek üzere engelli hizmet birimleri oluşturulması öngörülmüştür.
Yeni Yasayla Engelliler Ayrımcılığa Karşı Korunmaktadır
Yeni özürlüler Yasası ile engellilere yönelik ayrımcılık yasaklanarak ve cezai yaptırıma bağlanarak çağdaş bir anlayış benimsenmiştir. Böylece ortaçağın yadigarı himayecilik anlayışı henüz uygulamada değilse bile en azından yasal planda terk edilmiş olmakta; engellilerin her alanda bağımsızlıklarını elde edebilecekleri bir yasal ortam yaratılmaktadır. Nasıl mı? Şöyle:
• Uzun yıllardan beri görme engellilerin noterlik işlemlerinde ve borçlandırıcı işlemlerde iki tanık bulundurulma zorunluluğu, çeşitli alanlarda çalışmakta olan özürlülerin mesleklerini icra sırasında büyük sıkıntılarla karşılaşmasına yol açmakta, rencide edici durumların ortaya çıkmasına neden olmaktaydı. Noterlik kanununda, Türk Ticaret Kanununda ve Borçlar Kanununda yapılan değişikliklerle bu zorunluluk ortadan kaldırılmış; noterlik ve borçlandırıcı işlemlerde iki tanık bulundurulması keyfiyeti, görme engellinin kendisine bırakılmıştır.
• Yasada, Türk Ceza Kanununun "Ayrımcılık" başlıklı 122.maddesiyle getirilen "dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep vb" nedenlerle ayrımcılık yapılması halinde 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası öngörülmesine ilişkin düzenleme, "özürlülük" nedeniyle ayrımcılık yapılmasını da kapsayacak şekilde genişletilmiş olmaktadır. Bundan böyle Özürlülere herhangi bir alanda ayrımcılık uygulayan kişi ve kuruluşlar (bu kuruluşların yöneticileri) ceza tehdidi altında olacaklardır.
Yine Türk Medeni Kanununun 348. maddesinde velayetin reddi nedenleri arasında sayılan "özürlülük" velayetin reddi nedenleri arasından çıkartılmaktadır.
Kaynak: www.altinokta.org.tr/rehber_brosur.php
Mıchael Stone
Avuçları terliyordu.Elini kurulamak için bir
havluya gereksinimi vardı.Bir bardak buzlu su susuzluğunu giderdi ama
duygularının yoğunluğunu gideremedi.Üzerinde oturduğu çim saha Ulusal Gençlik
Olimpiyatında gördüğü rekabet kadar sıcaktı.Çıta 5.1 metreye kurulmuştu.Bu,onun
şimdiye kadarki en iyi derecesinden bir santimetre daha yüksekti.
Michael Stone sırıkla yüksek atlama mesleğinin
en zorlu günündeydi.Son karşılaşma biteli bir saat olmasına karşın tribünlerde
hala 20000 kişi vardı.Sırıkla yüksek atlama rekabetin en çok kızıştığı
alandı.Bir jimnastikçinin inceliği ile bir vücut geliştiricinin gücünün
birleşmesini gerektiren bir spordu.Bir de uçma vardı elbette; iki katlı bir
bina yüksekliğinde havalanma, böyle bir olayı izleyen herkes için yalnızca
gerçeği ve hayali değil, aynı zamanda başlıca isteğiydi...
Michael anımsayabildiği kadarı ile uçmayı
hep istemişti.Küçükken annesi ona uçmakla ilgili sayısız öykü okumuştu.bu
öykülerde dünya hep kuş bakışı betimlenirdi.Annesinin heyecanı ve ayrıntı
tutkusu Michael' in düşlerinin çok
renkli ve göz alıcı güzellikte olmasını sağlamıştı.Michael' in hep gördüğü bir
rüya vardı.Kırda bir yolda koşuyordu.Ayaklarının altında taşları ve toprak
parçalarını hissedebiliyordu.Sapsarı buğday tarlalarının içinde koşarken,
demiryolunda lokomotiflerden daha hızlı gider, onları geçerdi.Derin bir soluk
aldığı anda ayakları yerden kesilmeye başlar ve bir kartal gibi havada
süzülürdü.Uçtuğu yerler annesinin öyküde anlattığı yerlerdi.Ayrıntıları çok iyi
seçer ve annesinin sevgi dolu özgür ruhunu içinde hissederdi.
Öte yandan babası onun için bir hayalperest
değildi.Bert Stone sert bir gerçekçiydi.Çok çalışmaya ve emeğe
inanırdı.Parolası şuydu: Bir şeyi istiyorsan, onun için çalışmalısın.Michael 14
yaşından bu yana bunu yaptı.Çok dikkatli ve disiplinli bir ağırlık kaldırma
programına başladı.Her gün ağırlık kaldırıyor ve zaman zaman da koşuyordu. Michael' in azmi, kararlılığı ve disiplini her
çalıştırıcının hayalinde olan türdendi.Mükemmellik onun için hem bir takıntı
hem de tutkuydu.
Michael' in bugünkü atlayışlarının hepsi çok
çalışmasının ödülleri gibi görünüyordu.5.1 metrelik çıtayı aşıp aşamayacağı
konusunda kaygılı mıydı,şüpheli miydi bilemiyoruz.Şişirilmiş yastığa düştükten
sonra ayağa kalktı, kalabalığın önünde bir sonraki uçuşu için hazırlanmaya
başladı.Şimdiye kadar ki en iyi derecesini 1 santim aştığının ve Ulusal Gençlik
Olimpiyatının finale kalan iki sporcusundan biri olduğunun farkında değil
gibiydi.
Michael 5.2 ve 5.3 metreleri geçince de bir
duygu belirtisi göstermedi.Aklında yalnızca sürekli hazırlık ve karalılık
vardı.Sırtüstü yatmış kalabalığın bağırışlarını dinlerken diğer atlayıcının son
atlayışında başarısız olduğunu biliyordu.Şimdi sıra onun son atlayışına
gelmişti.Diğer atlayıcının başarısız atlayışlarının sayısı kendisininkinden az
olduğundan kazanmak için bu atlayışı yapmak zorunda olduğunu biliyordu.
Harekete geçti ve her zamanki üç parmak ucu
üç Marine tarzı sıçrayışını yaptı.Sırığını eline aldı. 17 yıllık yaşamının en zorlu
olayına giden yolun önünde durdu.Koşu yolu bu sefer onda farklı duygular
uyandırdı.Kısa bir an korku duydu.Sonra birden olanları fark etti.Çıta en iyi
derecesinden 2 santimetre daha yukarıdaydı.Bu ulusal rekorun yalnızca 1 santim
altındaydı.Anın yoğunluğunu zihinsel kaygıyla doldurdu.Gerginliği bedeninden
atmaya çalıştı.İşe yaramıyordu.Daha da gerildiğini hissetti.Annesini
anımsadı.Onu gergin, kaygılı ya da korkmuş gördüğü her sefer derin soluk alıp
vermesini söylerdi.O da annesinin söylediğini yaptı.Bacaklarındaki gerginliği
attı ve zihninde, çıtayı kendi yüksekliğine getirdi.Kollarını ve bedeninin üst
kısmını esnetti.Sırtından soğuk bir damla ter aktığını duyumsadı.Koşu yolunda
hız almaya başladığı anda çok farklı ama aynı zamanda da tanıdık bir şey hissetti.Altındaki
yüzey rüyasında gördüğü kır yolunda benziyordu.Derin bir soluk aldı ve uçmaya
başladı.Hiç çaba harcamadan havalanmıştı.Şimdi çocukluk düşlerindeki gibi
uçuyordu.Yalnız bu sefer düş görmediğini biliyordu.Bu gerçekti.
Ya tribünlerdeki bağırışlarla ya da kendi
düşüşünden çıkan sesle dünyaya geri döndü.Yerde sırtüstü yatmış, yüzünde
güneşin sıcaklığını duyumsarken yalnızca annesinin yüzündeki gülümsemeyi hayal
ediyordu.Babasının da gülümsediğini ve hatta kahkahalarla güldüğünü biliyordu.Heyecanlandığında
hep böyle gülerdi.Bilmediği şey ise babasının annesine sarılmış ağlıyor
olduğuydu.Karısının kollarında bir bebek gibi ağlıyordu ve hayat arkadaşı onu
hiç böyle ağlarken görmemişti.Bayan Stone da yaşamında ilk kez övünç gözyaşları
döktüğünün farkındaydı.
Michael' in çevresi ona sarılan ve yaşamının
en büyük başarısından dolayı onu kutlayan insanlarla çevrilmişti.Aynı gün
Ulusal ve Uluslararası Gençlik Olimpiyatının sırıkla yüksek atlama rekorunu
kırdı.Kitle iletişim araçlarından gördüğü ilgi, burs olanakları ve aldığı içten
kutlamalar sayesinde Michael' in hayatı bir daha asla eskisi gibi
olmayacaktı.Bunun nedeni yalnızca Ulusal Gençlik Olimpiyatını kazanmış ve bir
dünya rekoru kırmış olması değildi.Kişisel rekorunu 3 santimetre aşmış olması
da değildi.Bunun nedeni Michael' in kör olmasıydı...
Kaynak: İlham Veren Başarı
Öyküleri(syf. 131)
Tarif
Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa:
- Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.
Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:
- Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.
Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez.
Çocuk:
-Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş. Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.
- İyi ama, demiş adam, bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malûm?
- Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk. Üstelik manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.
Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir kağıt para çıkartıp teşekkür ederken fark etmiş onun kör olduğunu. Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış, adamın kendisini fark ettiğini.
Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken:
- Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim, demiş, görmeyi o kadar çok özledim ki.
Sizinkiler sağlam öyle değil mi?
Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken:
- Artık emin değilim, demiş. Emin olduğum tek şey, benden iyi gördüğündür.
Kaynak:http://www.formulord.net/masal-hikaye-arsivi/48206-engelliler-haftasi-ile-ilgili-hikayeler-oykuler.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder