29 Nisan 2014 Salı


Engelli Bireyin Eğitim Hakları Nelerdir ?

Özürlü bireyler temel eğitim ilkeleri doğrultusunda genel eğitim, özel eğitim ve mesleki eğitim görme haklarını kullanabilmektedirler.
5378 sayılı Özürlüler Kanunu´nun 15. Maddesinde “Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez. Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkânı sağlanır.” ibaresi yer almaktadır.
Özür türü ve derecesine göre özürlü çocuklar genel eğitim sisteminde normal sınıflarda veya özrün türü ve düzeyine göre ayrılmış olan özel eğitim sınıflarında eğitim alabilmektedirler. Bununla birlikte özürlü çocukların normal eğitim sınıflarında normal gelişim gösteren akranlarıyla, sosyal ve eğitimsel açıdan birlikteliklerinin sağlanabilmesi için eğitim politika ve uygulamalarında temel yaklaşım kaynaştırma eğitimi ile sağlanmaktadır.
Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin zorunlu öğrenim çağı: Okul öncesi dönemi de içine alan 3-14 yaş olarak belirlenmiştir. Ülkemizde eğitime ihtiyacı olan özürlülere yönelik MEB sorumludur. Özürlülere yönelik erken eğitim 0-6 yaşından başlayarak eğitim ve öğretim hizmetlerinde MEB nın yanı sıra üniversitelerin ilgili bölümlerinden de bilgi ve yönlendirme hizmetlileri

 
 Engelli Üniversite Öğrencilerine Sağlanan Kolaylıklar Nelerdir?


Başarılı ve ihtiyaç sahibi özürlü öğrencilere Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından öncelikli olarak öğrenim kredisi, katkı kredisi ve yurt tahsisi yapılmaktadır.
20.06.2006 tarih ve 26200 sayılı resmi gazetede yayımlanan “ Yükseköğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği” gereğince üniversitelerde, öğrencilerin öğrenim hayatlarını kolaylaştırmak için gerekli tedbirleri almak ve bu yönde düzenlemeler yapmak üzere “Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Birimi” oluşturulması sağlanmıştır.
 kaynak :http://mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/10/876303/icerikler/engelli-egitim-hakki_426186.html

28 Nisan 2014 Pazartesi

 


Engelleri Aşabilmek...

“Siz hiç tekerlikli sandalyede oturup koşmayı denediniz mi? 

Siz hiç gözlerinizi bağlayıp annenizi görmeyi denediniz mi? 

Siz hiç kollarınızı bağlayıp birinin size yemek yedirmesini, su içirmesini beklediniz mi?

Siz hiç konuşmayıp şarkılar söylemek istediniz mi? 

Siz hiç duymayıp kordon da martıların sesini dinlemek istediniz mi?
 
Siz “zihinsel engelli” yerine “geri zekalı” ya da “deli” demeyi mi tercih ediyorsunuz? 
 
Siz hiç engelli bir yakınınıza, arkadaşınıza baktınız, ilgilendiniz, ona yardımcı oldunuz mu? 

Siz hiç küçük bir çocuğu tekerlikli sandalyesinden kucaklayarak alıp belediye otobüsüne bindiniz mi?”

kaynak :http://blog.milliyet.com.tr/-engelleri-asabilmek--/Blog/?BlogNo=276792
Engellilere Yönelik Kentsel Tasarım ve Planlama Kriterleri

Özürlüleri başkalarının yardımına gerek duyurmadan kent yaşamı/aktiviteleri ile bütünleştirmeye yönelik tasarım arayışlarına ve uygulamalarına gereksinim bulunmaktadır.
 Kenti oluşturan konut yerleşme alanları, kentsel çalışma alanları (yönetim, kamu kuruluşları, kentsel ve bölgesel iş merkezleri vb.), yeşil alan, kentsel sosyal alt yapı (eğitim, sağlık, kültürel tesis, dini tesis) arasındaki bağlantı güçlü ulaşım ağları ile sağlanarak toplumun engelli, yaşlı, hasta kısmı unutulmadan tüm insanlara yönelik tasarım yapılmalı, ülke, bölge ölçeğinden başlanarak kente inen planlar yapılmalı ve planlar arasındaki uyum unutulmamalıdır.
Kent bütününe yönelik planlama ve tasarımdaki temel kurallar şu şekilde olmalıdır:
* Planlama engelli bireylerin hareketlerini kısıtlamayacak şekilde yapılmalı, engelli kişilerin kullanabildiği alanların çoğunluğunu sağlıklı insanların rahatlıkla kullanabildiği unutulmamalıdır.
 * Meslek disiplinlerinin ortak çalışmalarıyla özel ve kamu alanlarında engelli bireyler için uygun yaşam alanları oluşturulmalıdır.
 * Özellikle kent içi ulaşım alanlarında gerekli önlemler alınmalı ve belirtilen standartlar dahilinde, engelli bir bireyin yardım almadan bir yerden bir yere gidebileceği şekilde ulaşım ağı oluşturulmalıdır.
 * Açık alanlarda olduğu kadar yapı içlerinde de engelli bireylerin kullanımları göz önüne alınarak planlama yapılmalıdır.
 * Gerekli yasal düzenlemelerle çevre düzenleme planlarında ulaşılabilirlik kriterlerinin uygulanması zorunlu hale getirilmelidir.
 * Fiziksel çevrenin yapılandırılmasında sorumlu kişi ve kuruluşların engelli kişiler konusunda bilgili, bilinçli ve duyarlı davranmaları sağlanmalıdır. Bu amaçla fiziksel çevrenin tasarlanması ve yapılandırılması süreçlerinde engellilerin, ailelerinin ve örgütlerinin katılımı konusu büyük önem taşımaktadır.
 * Belediyeler imar mevzuatlarında yer alan konuyla ilgili hususların uygulanmasında hassas davranmalı, standartlara uygun olmayan uygulamalar için gerekli önlemleri almalıdır.
 * Yasalarda yer alan düzenlemelerin uygulanması sağlanmalı, aksi takdirde cezai yaptırımlara başvurulmalıdır.
 * Özürlülere yönelik olarak yapılması gereken düzenlemelerin, mevzuat ve standartlara uygun olması konusunda karşılaşılan aksaklıklar; yerel yönetimlerin bu konudaki yetki ve sorumlulukları; mevcut mevzuat ve standartlar konusunda yerel yönetimlerin bilgi, teknik ve mali açıdan yeterliliği; bu konudaki denetim sistemi hususlarında Özürlüler İdaresi Başkanlığı ile sürekli işbirliğinde olmalıdırlar.
 Temel hedef yeni yapılacak alanlar açısından, “engelsiz fiziksel çevreler oluşturmak” ve mevcut çevrelerin “niteliğini iyileştirmek”, “erişe bilirliğini artırmaktır.
 Erişilebilirliği artırmak konusundaki alt hedefler ;
* Konut alanlarına yönelik
 * Kentin merkez alanına, çalışma alanlarına yönelik olarak,
 * Rekreasyon alanları, yeşil alanlara yönelik olarak,
 * Eğitim, sağlık, idari kurumlar ve diğer donatılara yönelik olarak
 * Ulaşıma yönelik olarak tanımlanabilir.



Kaynak:http://www.devturkiye.org/Projeler/Engelsiz-Sehir-Planlamasi/Engelsiz-Sehir-Tasarim-Raporu/
Engellilerin Karşılaştığı Sorunlar ve Çözümleri

Engellilerin toplumdaki varlıklarını kabul etmek ve bunların hayatlarını kolay şekilde devam ettirebilmelerini sağlamak hükümetlerin ve yerel yönetimlerin görevleridir. Belki engellilerin bir kısmı eğitilerek mevcut ortama uyum göstermeleri sağlanabilir.
Bu tedbirlerin alınması için valilik ya da kaymakamlık, belediye başkanlığı, trafik müdürlüğü, kara yolları müdürlüğü, deniz işletmeleri ve demiryolları işletmelerine hem ayrı ayrı görevler düşmekte hem de koordineli bir şekilde çalışmaları gerekmektedir.

Bu sorunlar ve alınması gereken tedbirler şunlardır:
1- Ağaçların , elektrik direklerinin, trafik levhalarının dikilmesinde belirli bir standart getirilmelidir. Bunların dikilmesi görme engellilerin ve ortopedik engellilerin yürümelerine engel olacak şekilde olmamalıdır:
a- Bunlar yol tarafındaki kaldırım kenarına aynı aralıklarla ve aynı hizada dikilmelidir. Öyle ki görme engelli bir kişi hangi kaldırıma çıkarsa çıksın karşısına çıkacak olan bu engellerin hep aynı olduğunu bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Şayet kaldırımın ortasına dikilmesi gerekiyorsa, kaldırımın yol tarafındaki kenarında bir kişinin ya da tekerlekli bir sandalyenin geçebileceği kadar boşluk bırakılmalıdır. Bebek arabası taşıyanların da aynı sıkıntıyı yaşadıkları unutulmamalıdır.
b- Ağaçların alt dalları görme engellinin kafasına çarpmaması için kesilmelidir.
c- Ağaç gövdelerinin etrafı geniş çemberlerle çevrilmelidir.
d- Trafik levhaları görme engellilerin kafasına çarpacak şekilde alçak dikilmemelidir.
e- Araçların çıkışını engellemek için kaldırım kenarlarına dikilen beton mantarlar, çok kısa olduğundan görme engellilerin ayağının takılıp düşmesine sebep olmaktadır. Şayet dikilmesi gerekiyorsa bunlar daha sık ( bir tekerlekli sandalye sığacak aralıklarla) ve mümkün mertebe yol kenarına yakın dikilmelidir.
2- Esnafın kaldırımlarda mallarını sergilemesine kesinlikle izin verilmemeli ve bunu önleyici tedbirler alınmalıdır.
3- Araçların kaldırımlara park etmeleri kesinlikle önlenmeli ve bunun için gerekli tedbirler alınmalıdır.
4- Su birikintilerini engellemek ve yürüyüşü kolaylaştırmak için kaldırımlardaki çukurlar,bozukluklar giderilmelidir. Kaldırım yüzeyinin düz olmasına dikkat edilmelidir.
5- Kaldırımlarda bodrum kat girişi yada merdiven boşlukları bulunmamalıdır. Zorunlu ise bunların bulunduğu kısımların etrafı demir parmaklıklarla çevrilmelidir.
6- Dış kenarı boş veya derin olan kaldırım (yada kaldırımın olmadığı yollarda), bu kenara duvar yada parmaklıklar yapılmalıdır.
7- Kaldırım olmayan yerlerde şayet araçların yollara park etmesi zorunlu ise kesinlikle ters park ettirilmemelidir. Görme engelliler araçların ters park edilmesinden dolayı özellikle kamyon, kamyonet gibi yüksek araçları bastonlarıyla fark edemediklerinden kafalarını çarpmaktadırlar.
8- Bütün trafik ışıklarına sesli sinyalizasyon takılmalıdır. Özellikle trafiğin yoğun , nüfusun kalabalık olduğu yerlerde ses sinyalizasyonu mutlaka bulundurulmalıdır.
9- Yol, kaldırım, kanalizasyon, telefon ve elektrik gibi yapım çalışmalarında mutlaka görme engellilerin fark edebileceği şekilde barikatlar yapılmalı, yapım çalışması biter bitmez çukurların üzeri kapatılıp düzeltilmelidir. Bu gibi yerlerde engellilere yardımcı olunması için uyarıcı levhalar bulunmalıdır.
10- Geniş kaldırımlarda görme engellilerin takip ederek yürüyebileceği farklı zeminler olmalıdır. Ayrıca yaya geçitlerinin ve alt/üst geçit girişlerinin zemini farklı döşenmelidir. Bu zemin görme engelliyi alt/üst geçit merdivenlerine götürebilmelidir.
11- Belediye otobüslerinde:
a- Durma düğmeleri bedensel engelli, kısa boylular ve çocuklar için mutlaka aşağılarda ve oturma yerlerine yakın yerlerde olmalıdır.
b- Otobüs ve minibüslerdeki koltukların dizilişinde tek yada en fazla iki çeşit standart getirilmelidir.
c- Otobüsün hangi durağa geldiği ve sonraki durağın hangisi olduğu anonsla duyurulmalıdır
d- Giriş kapılarına sesli sinyalizasyon konulması görme engellinin otobüse kolay binmesini ve inmesini sağlayacaktır.
12- Otobüs Durakları görme engellilerin bastonlarıyla ve ayaklarıyla hissedebilecekleri şekilde zemini kaldırımdan farklı olmalıdır.
13- Tren, tramvay ve metroda görme engellinin, bineceği kapıyı kolayca bulabilmesi için kapılara sesli sinyalizasyon yapılmalıdır. Ya da aracın belirli bir yerde durması sağlanarak açılan kapıya kadar olan kısımda zemin farklı olmalıdır.
14- Metroda sarı çizgi bastonla tanınabilecek şekilde tırtırlı ve 55-60 cm genişliğinde tutulmalıdır.
15- Vapurlarda yolcuların inip-binme yerlerinin her iki tarafına sesli sinyalizasyon konulmalıdır.
16- Bütün bunlarla birlikte trafik görevlileri, yol ve kaldırım yapım ve onarımında çalışanlar, vapur, metro, tren, belediye otobüsü çalışanları ile konuyla ilgili herkesin sık sık engellilerle ilgili eğitim seminerlerine katılmaları sağlanmalıdır.
17- En önemlisi toplumun engellilere karşı davranışları konusunda bilgilendirme proğramları hazırlanmalı ve televizyon, gazete ve broşürler aracılığıyla yayınlanmalıdır. Yukarıdaki uygulamaların bir çoğu bu şekilde başarıya ulaşabilir.

  
 kaynak :http://www.bizimkulis.com/engellilerin-karsilastigi-sorunlar-ve-cozumleri.html

24 Nisan 2014 Perşembe

Engelli Kimlerdir?



   Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kiş

    WHO - Dünya sağlık örgütünce yapılan engelli tanımı


  Özürlülük kavramına Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler ve ILO tarafından farklı bakış açılarından yaklaşılmaktadır.Dünya Sağlık Örgütü, özürlülük kavramı hakkında aşağıdaki gibi hastalık sonuçlarına dayanan, sağlık yönüne ağırlık veren bir tanımlama ve sınıflama yapmıştır (http:/www.who.com):
• Noksanlık (Impairment): “Sağlık bakımından “noksanlık” psikolojik, anatomik veya fiziksel yapı ve fonksiyonlardaki bir noksanlığı veya dengesizliği ifade eder.”
• Özürlülük (Disability): “Sağlık alanında ‘sakatlık’ bir noksanlık sonucu meydana gelen ve normal sayılabilecek bir insana oranla bir işi yapabilme yeteneğinin kaybedilmesi ve kısıtlanması durumunu ifade eder.”
• Maluliyet (Handicap): “Sağlık alanında “maluliyet” bir noksanlık veya sakatlık sonucunda, belirli bir kişide meydana gelen ve o kişinin yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel durumuna göre normal sayılabilecek faaliyette bulunma yeteneğini önleyen ve sınırlayan dezavantajlı bir durumu ifade eder.”
  “Sağlık yalnız hastalık ve özürlülüğün olmaması değil, aynı zamanda bedensel, ruhsal ve toplumsal yönden tam bir iyilik durumudur. Özürlülük ise bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinden belirli bir oranda ve sürekli olarak fonksiyon ve görüntü kaybına neden olan organ yokluğu veya bozukluğu sonucu kişinin normal yaşam gereklerine uyamama durumudur. Bu durumdaki kişiye özürlü denilmektedir.”
  Günümüz Türkiye'sinde engellilerin toplumla bütünleşme yönünde yoğun sorunlar içinde yaşadıkları bilinmektedir. Sorunu adlandırmadan başlayan ve yaşamın pek çok alanına yayılan bu sorunlar engelli bireylerin içinde yaşadıkları toplumla işlevsel bir bütünlük içinde yaşamalarını güçleştirmektedir. Sürekli sorunlarla boğuşan onlara anlamlı çözümler üretemeyen bireyler kendilerini mutsuz hissedeceklerdir. Bu da temel bir insan hakkı olan bireyin kendisini gerçekleştirme hakkını ortadan kaldıran düşük yaşam kalitesi demektir.


Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/tip-bilimleri/211811-engellilik-nedir-engelli-kime-denir.html#ixzz2zqWODfNM
  
Türkiye Engelliler Araştırması


  Yapılan araştırma, çocuklukta ve gençlikte engelliliğe daha az rastlandığını, yaşlılıkta ise arttığını ortaya koyuyor.
  Engelliler İdaresi Başkanlığı'nca yapılan araştırmaya göre, Türkiye nüfusunun yüzde 12,29'unu engelliler oluşturuyor. Bu oranın yüzde 9.70'ini süreğen hastalığı olanlar, yüzde 2,58'ini ise ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel engelliler oluşturuyor.
  En fazla engelli nüfusun Marmara bölgesinde bulunduğunu ortaya koyan araştırmaya göre engellilerin çoğu evli, yüzde 37,7'si bekar ve yüzde 1,6'sı boşanmış durumda.
Araştırmanın ileri analizi, çocuklukta ve gençlikte engelliliğe daha az rastlandığını ortaya koyuyor. Doğumla birlikte gelen engellilik daha azken, yaşlılıkta engellilik artıyor.
Analizler, engellilerin bir kısmında iki veya daha fazla sorunun bulunduğunu gösteriyor. Buna göre, bedensel engellilerin yüzde 5,5'inde görme, yüzde 3,2'sinde işitme, yüzde 8,4'ünde konuşma ve yüzde 6,6'sında ise zihinsel engel var. İşitme engeli bulunanların yüzde 34'ünde aynı zamanda konuşma engeli ve konuşma engeli bulunanların yüzde 27'sinde aynı zamanda zihinsel engel bulunuyor.
Okuma yazma bilmeyen engellilerin oranı, okuma yazma bilmeyen genel nüfusun 3 katını oluşturuyor. Engellilerin yüzde 84,2'sinin eğitimi ilkokul düzeyinde


  Yüzde 68'inin Yaşadığı Çevrede Engeline Uygun Düzenleme Yok


Araştırma, genel olarak engelli bireylerin yüzde 68'inin yaşadığı çevrede engeline bağlı herhangi bir düzenleme bulunmadığını ortaya koyuyor.
Konuşma engellilerin sadece yüzde 3,1, bedensel engellilerin yüzde 3'ü, görme engellilerin yüzde 2,6'sı, işitme engellilerin yüzde 2,3'ü ve zihinsel engellilerin yüzde 1,8'i yaşadıkları bina, cadde, sokak ve yollarda engeline uygun olarak bir takım düzenlemelerin bulunduğunu ifade ediyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 63,9'u zihinsel engellilerin, yüzde 45,9'u konuşma engellilerin “çalışamaz” durumda olduğunu belirtirken, görme engellilerin çalışamayacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 15,4.
Engellilerin yüzde 55,7'si sağlık hizmetlerinden yararlanırken, sadece yüzde 12,27'si eğitim, yüzde 5,9'u bakım ve rehabilitasyon hizmetinden faydalanabiliyor. Engelli bireyler, bir takım kurum ve kuruluşlar tarafından kendisine verilen hizmetlerden yararlanamamasının en önemli nedeni olarak ekonomik yetersizliği gösteriyor.
Engelli bireylerin engel türüne göre günlük aktivitelerini yerine getiriş biçimleri değerlendirildiğinde, işitme engellilerin yüzde 75,7'si, görme engellilerin yüzde 70,3'ü, bedensel engellilerin yüzde 61,2'si ve konuşma engellilerin yüzde 54,5'i kendi başına hareket edebiliyor. Kendi başına bağımsız hareket etme durumu en kısıtlı olan grubu zihinsel engelliler oluşturuyor.
Günlük aktivitelerini yerine getirirken bir başkasına tam bağımlı olanlar, iş yerinin fiziki şartlarından en fazla rahatsızlık duyuyor. Günlük aktivitelerini yerine getirirken bir başkasına yarı bağımlı olanların yüzde 46,4'ü, faaliyetlerini bağımsız yapabilenlerin yüzde 24,3'ü iş yerinin fiziki şartlarının uygun olmadığını belirtiyor.

Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/tip-bilimleri/211811-engellilik-nedir-engelli-kime-denir.html#ixzz2zqZXsUTv




9 Nisan 2014 Çarşamba

Engelliler İçin Çalışan Kurumlar


•Özel 'Özel Eğitim' Kurumları
•Başbakanlık Sos. Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Rehabilitasyon Merkezleri
•Bedensel Engelliler Spor Kulüpleri
•Engellilerle İlgili Sivil Toplum Örgütleri
•Görme Engelliler Spor Kulüpleri
•İşitme Engelliler Spor Kulüpleri
•M.E.B. Görme Engelliler İlköğretim Okulları
•M.E.B. Hastane İlköğretim Okulları
•M.E.B. İşitme Engelliler Çok Programlı Liseler
•M.E.B. İşitme Engelliler İlköğretim Okulları
•M.E.B. Ortopedik Engelliler İlköğretim Okulları
•M.E.B. Ortopedik Engelliler Meslek Liseleri
•M.E.B. Rehberlik ve Araştırma Merkezleri
•M.E.B. Üstün ve/veya Özel Yetenekliler Bilim ve Sanat Merkezleri
•M.E.B. Zihinsel Engelliler (Eğitilebilir) Okulları
•M.E.B. Zihinsel Engelliler (Öğretilebilir) Okulları
•Mesleki Rehabilitasyon Merkezleri
•Tıbbi Rehabilitasyon Merkezleri


Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/274645-engelliler-icin-hizmet-eden-kuruluslar-hangileridir.html#ixzz2yOSZZslM